SON GÜNÜN ŞİİRİ
Son günün
Şiiri.
Yürüdüm
Gorki Caddesi boyunca.
Karsız
Ama yine de
Hatırı sayılır bir kış.
Kitaplara baktım
Tartıştım
Trafik polisiyle.
–İçimde
Dostça bir sıcaklık
Babacan bir keyifle–
Bir grup kız geçti
Yanımdan.
Koro halinde
Söyledikleri şarkının
Sözlerini unuttum şimdi.
Ama konusu
Aşk, mutluluk
Arkadaşlık filandı.
Güzel kızları
Moskova’nın.
Sıcak ve
Cesur bakışlı kızları.
Sincaplar gibi
Bir şeyler yiyorlar durmadan.
Ve pek biliyorlar
Yakalarına bir rozet takıp
Çalım satmasını.
Son günün
Şiiri.
Karsız
Ama yine de
Hatırı sayılır bir kış.
–Şubatın
Son günleri.
Otuz yaşımı
Aşmaya doğru oluşumun da–
Otuz yaşında
İyi bir şair olmazsam
İntihar ederim
Diye düşünmüştüm
–İyi bir şair
Olup olmadığımı
Bilmiyorum daha–
Şiirde
Çok sözü edildi
Mayakovski heykelinin.
Durdum altında.
Büyük ve
Yaralı oğlu
Proletaryanın.
Boynunu
Ve geniş göğsünü yükseltmiş
Bir şiirini okuyordu.
Kalın
Güzel
Görkemli.
Ve az ötede
Kadınsı
Ve sonsuz inceliğiyle Puşkin.
Son günün
Şiiri.
Leningrad
Dağınık bir gül
Tadındaydı.
Baygın ve uçucu.
Moskova
Ufku andırıyor
Yaklaştıkça
Genişleyen
Ve açan
Bağrındaki güzellikleri.
“Ermiş Vasili” katedrali
Rengârenk kulecikleri
Ve kubbecikleriyle
Alaaddinin
Yüzlerce sihirli lambasına benziyor.
“Bu güzellik
Tasarlanarak yaratılmış olamaz”
diyordu Kalina
“Biri bunu
Böylece
Rüyada görmüş olmalı.”
Son günün
Şiiri.
Son gecenin.
Yürüdüm
Gorki Caddesi boyunca.
Bir yanım
Yalnızlık
Ve hüzün tiryakisi.
Bir yanım
Gemi azıya almaya hazır
Bir hayat çılgını.
1972