BEN Mİ? EVET...

Ben mi? Evet...
Bir gün çıkıp gideceğim kapıları, evleri, dergileri, hüzünleri bırakarak...
Bir çiçek merhaba diyecek...
Hoşgeldin diyecek dağ...
Orman gülümseyecek...
Anımsayışların, bekleyişlerin, ümitlerin ya da ümitsizliklerin
Hırsların, yarışların, tasaların kalktığı yerde
Tam anlatının, salt anlatının kaldığı yerde başlayacak şiir...
Hiç kimseye seslenmeyen, kendi kendine yeten sadece...
Kendi mantığı, kendi güzelliği içinde tutarlı...
Ama halkın yaşantısı girecektir oraya, çünkü yaşayan, büyük bir şeydir halk...
Deniz ve ufuk girecek, karınca yuvaları, gökyüzü, kozalaklar
Ve köpük ve artık hasetsiz bir aşk...
Yani sevişmek denizle, koşulsuz, önyargısız, hesapsız...
Yani uzanmak ve düşünmek binlerce yıl...
Doğan, ölen ve yaşayan şeyleri...
Doğumu, ölümü ve yaşamayı.
Yani dingin ve büyük olan her şeyi anlatmak.
Ben mi? Evet. Çıkıp gideceğim bir gün...
Tasasız, gözyaşsız, geride bir şey bırakmadan ve bir şey beklemeden ilerde...
Sadece yağmur sularından pırıl pırıl bir yürek
Artık kendi kendinin anlamı ve nedeni olan bir yürekle...

1975